10 Ekim 2012 Çarşamba

Çıkmaz Sokak ''Sakini''

Hayatı düşündükçe koca bir girdabın içinde buluyorum kendimi,
ve o an bilinmezler mahallesinin bininci çıkmaz sokağında oturup;gözlemliyorum.
İnsanları,oradan oraya sürüklenenleri;her şeyden önce kendi hayatımı.
Yılları seviyorum,bir o kadar da kinliyim yıllara.Hiç bir zaman kin tutmayan ben,
yıllara olan kinime engel olamıyorum.
Seviyorum çünkü her yıl 365x24 kere yaşıyorum.Yaşadıkça insanları tanıyorum,
olgunlaşıyorum.Hayatı yüklenip,acıları hafife almayı öğreniyorum.
Kinliyim çünkü yıllar beni büyütürken, benden büyükleri yaşlandırıyor.
Onlar yaşlandıkça ben ''yaş''lanıyorum.
Bizim bugün çocukluğumuzu geçirdiğimiz dedelerimiz,bütün şımarıklığımızla her dediğimizi yaptırdığımız,
öpülesi ellerini baş tacı ettiğimiz,atçılık oynadığımız o ton ton dedeler,
 bizim çocuklarımız için birer fotoğraftan ibaret olacaklar.
Ve işin acı yanı,çocuklarımız bizi hep ''büyük'',babalarımızı hep ''dede'' olarak dünyaya geldiğimizi sanacak.
Oysa kaç annenin,kaç babanın içinde büyümeyen munzur bir çocuk var.
Kim bilir...

İnsanı yaşlandıran yıllar,gözlerimi de ''yaş''landırıyor.
İşte o zaman anlıyorum hayatı;İnsan ''yaş''landıkça,yaş alıyor...
Bu yüzden ''yaş''lılığı yalnızca gözlerden anlıyorum.''Gözaltı'' halkalarından değil..

2 yorum:

  1. Yaş gerçeğinin bu denli dokunaklı yazılması, insanın gözünde "yaş"lar biriktirir. Yüreğine sağlık güzel arkadaşım.

    __cns*

    YanıtlaSil
  2. Gözlerine sağlık senin de..

    YanıtlaSil