21 Haziran 2013 Cuma

Veda'ya Ramak Kala


Şehir kalabalığının tam ortasında sahil kasabası tadında geçen bir yılın ardından söyleyecek,anlatacak anlar biriktirdim.Metrekarelere anlam yükleyen biri olarak yaşadığımı göz önünde bulundurursak hayli doldu bu şehir,anılarımca.Bir eşyaya,bir mekana,sahildeki her hangi bir banka kaç yaşam kokulu zihin nice anlamlar yükledi,kim bilir?Hep merak etmişimdir anlam yüklediğim her neyse başkalarınca ne ifade ediyor diye.Sona yaklaştıkça insan bir tuhaf oluyor.Bu hem bu yılın sonu,hem 4 yıllık dönemin sonuna yaklaşmış olma hissi.Hani en sevdiğiniz yemeği yerken hiç bitmesin istersiniz sonlara doğru yavaş yersiniz ya tadını daha iyi almak için;işte öyle.Somut sonları gördüğümüz zaman değişiyoruz.Tartıştıklarımıza daha ılımlı bakıyor,sevdiklerimize daha bi' sıkı sarılıyoruz.Tıpkı ölümü unuttuğumuz günlerde yapmadığımız gibi.''Zaten son günler''li cümlelerin sonu tahammül kelimeleriyle bitiyor.Hayatımıza birileri giriyor,görevini tamamlıyor ve gidiyor.Dönüşümlü tabii hem misafir hem ev sahibi hesabı.Deniz olan şehirde yaşamaya alışınca kuru geliyor denizsiz şehir,yönsüz geliyor hepsinden önce.Hava bi açar bi kapanır.Güneşlenirken pılını pırtını toplayıp yağmurdan kaçarsın ya;bu şehrin sözlük anlamı tam olarak bu.Huzuru koklayabilmek fiilini en iyi hissettiğim diyar.Doğaya dokunmanın tadına varabildiğim,kalabalıklardan uzaklaşmak için iki adımın yettiği,istediğim an kalabalığın dibimde bittiği şehir.Sözün bittiği yer.Şimdi şehirlerden kurak. Bu yazıya sıcak duygularla başladım,hani o sahildeki bank var ya;yazının başında yüklediğim anlamla şimdiki anlamı farklı.Karadeniz bir derece katil artık.Değişir hayat.Hem de çok çabuk,bir nefeste.

8 Haziran 2013 Cumartesi

Genetiği Değiştirilmiş Gülümsemeler


Ben bu yazarın kahramanıyım.İsimsiz,cinsiyetsiz kahramanı.O susuyor,ben konuşuyorum.Ben susuyorum o başlıyor.'Susarken konuşmaca' oynuyoruz yani.Sorgular oldum her şeyi,herkesi neden?'leri.Sustuklarım mı büyür içimde sustukça mı büyütür hayat;bilmiyorum.Yazara ne zaman anlatmak istesem vazgeçtim sorgulamaktan diyor.Serzenişle başını şöyle bi' sallıyor:'boş ver'.Veremiyorum işte.Veremedim.Neden burada olduğumu bilmeliyim,neden güldüğümü bilmeliyim.Neden bin bir dertle uğraşanlar dururken,küçük,küsküçük şeylerden mutluluk yakalayamayanları neden anlamaya çalışmayayım ki?Yazar vazgeçmiş,boş vermiş.Ben ne vazgeçebildim,ne boşverebildim.Ben hep kendime kalabildim.Ne bir adım öte ne geri.'Uçurum kenarı' bedenimin gardiyanı oldum,refakatçi oldum,nihayet kendimi taburcu ettim.Kanserli duygular yaşadım.Katıksız değildi dostluklar,yüze gülmeler.Gdo'luydu duyguları.Duygular da gdo'lu artık.Organik sandığım her bir dokunuş,kalbimde açtığım kapıların dişi kırılmaya yüz tutmuş anahtarları gibi.Kanserliydi duygularım.Var mıydı ötesi.Eskilerin deyimiyle sözcüklerime kıran girmişti.Susuyordum bu yüzden.Sessizliği konuşmamak sananlardı duygularıma kanseri bulaştıranlar.Yazar bana 'duygularına kulak ver ve onları koru' derdi hep.Anladım,pek geç oldu.İnsanın anlaması için yaşaması gerekmiş.Kanserse, son dakika golü.Duygularım uzatmalara oynuyor.Yapmak istedikleri ne vardıysa yaptırıyorum.Çünkü sadece gdo'lu gülümseyenlere kanser duygularım.Son şans onlar için,bilmiyorlar.Öyle ki yine bana ait duygular var,kanserden uzak.Tertemiz,ak ve pak.Kıran geliyor yine.Sustuklarımla büyütüyorum kendimi ya da her neydiyse işte.Kaybediş mi,kazanış mı bilmiyorum.Bilmeyişle geldim,susarak gidiyorum.Ben böyle yazarla konuşmalarımı 'yazarım buraya.Ben sessiz,isimsiz,cinsiyetsiz kahraman.Kanserli duygularından arınmaya çalışan.