29 Ağustos 2012 Çarşamba

Ballısüt ve Mutluluk..



Çocuktuk hepimiz,masallarımız vardı,masalımızın en güzel prensesiydik,hayalimizde bir beyaz atlı.

Uyumadan önce bize anlatılan masallar hep mutluluk dolsun isterdik.Sonra değiştik.Hem de çok.

Şimdiyse karşımda bir çocuk...Külkedisi masalını anlatıyorum,beğenmiyor.Kırmızı başlıklı kız masalını anlatıyorum ''kurt''u sevimsiz buluyor.Bilindik bütün masallara tepkili.

''Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde güzel mi güzel bir kız yaşarmış.Bu kız birgün sabah uyandığında

anne babasının ona harika bir kahvaltı hazırladığını görmüş.Ballı süt,yumurta kızın sevdiği her şey sofradaymış ve hepsi birbirinden sağlıklıymış.Kahvaltıdan sonra babasının ona sürprizi varmış.Aldığı lale soğanlarını beraber bahçeye ekeceklermiş.Kız çok mutlu olmuş.Babasının bir tanesi,dünyanın en mutl...''

Masal yarım..Masal eksik..

Masalı yarım bırakansa işte bu mutlu sonun uyku zamanı.





Parmakları minicik ama hiç bir yetişkin taşıyamaz çocuktaki yüreği..Çocukluk en güzel yanı hayatın.Bu yüzden hep özlenen;bu yüzden eksik yaşanan çocukluk, yaralar derinden.

26 Ağustos 2012 Pazar

Üflediğimiz mumların ateşi nerede sahi?





Yıllar önceydi bir buçuk mum yakıp hayat boyu ömrümüze kaç mum dikeceğimizin hayalini kuruyorduk ki, bugün altıncı mumu dikerken buldum bizi..Beraber üfleyip söndürdüğümüz mumların ateşi birikti, bugünümüze kandil oldu.Nice kandillere..

Dinlenilesi,Eskimeyen..



Taş plak, sen bir tanesin..


22 Ağustos 2012 Çarşamba

Karadeniz..









Aynı anda yıldızları seyrediyor olmak,bu kadar aynı olup bu kadar zıt olmak.

Merhametimle savaşan kızgınlığım,kızgınlığıma meydan okuyan yaşanmışlıklarım.
Bitmiş bir aşk misali,denizin ortasında kırılan dalga misali eksik.
Belki de karadeniz gibi,dışarıdan bakınca dingin.
Öyle dertlidir ki karadeniz belli etmez içinde kopan fırtınaları.
Bu yüzden en kadim dostlarımdan biri.
Saatlerce dertleşirim onunla.O anlatır ben dinlerim, ben anlatırım o susar.
Evet deniz susar;sevgiye susar,mutluluğa susar,sıcağa susar.
Sustuklarını büyüttükçe susar.Ve bazen öyle dalgalanır ki denizim, ürperirim.
Dalgalar susadıkça gökyüzünden yağmur diler,içindeki tuza gökyüzü su serper.
Bu böyle sürer, gider.Ne güzel sırdaşsın sen,ketumluğunla,hırçınlığınla nasıl da hoyrat.
Bu yüzden kara yaftasını yapıştırmışlar sana.Görememişler içini acıtan fırtınaları.
Görmemişler,görmezden gelmişler..


Bütün derdine, omuzlarındaki onca yüke rağmen güzelliklerle geldin sen karadeniz..Kaybettiğim bütün her şeyi sen verdin.Hayatım boyunca kazanabileceğim en kadim dost oldun,en kadim dostları verdin..Özenle seçilmişesine.Unutulmazlarımdan oldun.Unutulmazım oldun..

19 Ağustos 2012 Pazar

Fotoğraf





Çok şey yapılabilir bir 18-55mm lensle.Manzara örneğin,portre mesela.Fotoğrafa olan aşkım bambaşka.Sahilde,köyde,tatilde her yerde ama her yerde fotoğraf.Bazen kompozisyon çalışsam ,bazen tamamen sanatsal.Bütün ömrümü gezerek; gezdiğim her yerde yüzlerce,binlerce fotoğraf çekerek geçirsem.Fotoğraf çeksem,çeksem,çeksem...